Kuran-ı Kerimde Kadın Erkek Eşitliği

Kuran-ı Kerimde Kadın Erkek eşit değildir.Haşa Allah adaletsizdir diyenlerin öne sürdükleri ayetler
BAKARA-228 (İmam İskender Ali Mihr) Boşanmış kadınlar üç kur (üç ay hali müddeti) kendi kendilerine beklerler (hamile olup olmadıklarına bakarlar). Eğer Allah’a ve yevm’il âhire îmân ediyorlarsa, rahimlerinde Allah’ın yaratmış olduğu şeyi gizlemeleri onlar için helâl olmaz. Şâyet onların kocaları barışmak (arayı düzeltmek) isterlerse, bu (bekleme süresi) içinde onlara tekrar geri dönmeye (başkasından) daha çok hak sahibidirler. Erkeklerin, kadınları üzerinde (hakları) olduğu gibi, kadınların da erkekleri üzerinde maruf (hakları) vardır. Erkeklerin, kadınların üzerindeki (hakkı) bir derece daha üstündür. Ve Allah, Azîz’dir, Hakîm’dir.

BAKARA-223 Cemal Külünkoğlu (2/BAKARA-223: Kadınlarınız sizin için bir (döl) ekme yeridir. O halde tarlanıza (adet halleri dışında) nasıl dilerseniz öyle varın. Kendiniz için önceden (uygun davranışlarla) hazırlık yapın. Allah'a karşı sorumluluk bilinciyle yaşayın ve mutlaka O'na kavuşacağınızı bilin. (Ey peygamber!) İnananları müjdele!) / Kadri Çelik (2/BAKARA-223: Kadınlarınız sizin tarlanızdır; tarlanıza (haram kılınmış zamanlar müstesna) istediğiniz zaman varın. Kendiniz için (salih çocuklar edinerek) önceden (güzel ameller) takdim edin, Allah'tan sakının. O'na, hiç şüphesiz kavuşacağınızı bilin ve (bunu), iman edenlere müjdele.)

NİSA-11
Diyanet İşleri (eski) (4/NİSÂ-11: Allah çocuklarınız hakkında, erkeğe iki dişinin hissesi kadar tavsiye eder. Eğer kadınlar ikinin üstünde ise, bırakılanın üçte ikisi onlarındır; şayet bir ise yarısı onundur. Ana babadan her birine, ölenin çocuğu varsa yaptığı vasiyetten veya borcundan arta kalanın altıda biri, çocuğu yoksa, anası babası ona varis olur, anasına üçte bir düşer. Kardeşleri varsa, altıda biri annesinindir; babalarınız ve oğullarınızdan menfaatçe hangisinin size daha yakın olduğunu siz bilmezsiniz. Bunlar Allah tarafından tesbit edilmiştir. Doğrusu Allah bilendir, Hakim olandır.)

NİSA-34
Kadri Çelik (4/NİSÂ-34: Allah'ın bazısını bazısına üstün kılması nedeniyle ve mallarından harcamalarından ötürü erkekler, kadınlar üzerinde hüküm sahibidirler. (Ama öte yandan da) saliha kadınlar; gönülden boyun eğenler ve Allah'ın korunmasını emrettiği şeyleri (hakları), kocasının bulunmadığı zamanda koruyanlardır. Baş kaldırmalarından endişelendiğiniz kadınlara (önce) öğüt verin, (etkili olmazsa) onları yataklarında yalnız bırakın, (o da olmazsa, son çare olarak sınırları aşmamak şartıyla) onları (iz bırakmayacak şekilde, suçlu oldukları hasebiyle) dövün. Size itaat ederlerse sakın aleyhlerine yol aramayın. (Unutmayın ki) Allah (hepinizden daha) yücedir, büyüktür




Allah:'ın adaleti ise şüphesizdir. Kadın ve erkek arasında bir ayrım gözetilmemiştir.Üstün olan takvaca en ileri olandır. Ayrıca Kuran-ı Kerimde Kadın" ve "erkek" kelimelerinin tekrar sayısı da aynıdır: 23

Kadın-erkek kelimelerinin Kuran'da tekrar sayısı olan 23, aynı zamanda insan embriyosunun oluşumunda yumurta ve spermden gelen kromozom sayısıdır. İnsanın kromozom sayısı da anne ve babadan gelen 23'er kromozomun toplamı olarak 46'dır. 

Hz Muhammet (sav) da "Şüphe yok ki, kadınlar erkeklerin dengi, benzeri ve tam bir eşidir." buyurur.

Diğer bir hadîs-i şerîfte:

"Kadın-erkek bütün insanlar, tarak dişleri gibi birbirlerine eşittirler." buyurmuştur




Ayetlerde ise

Bakara 228 
Ayet, İslama göre kadının hak ve vazifelerinin birbirleriyle uyumlu olduğuyla ilgili önemli bir kurala işaret etmektedir (nitekim erkeklerinde hak ve vazifeleri birbirleriyle uyumludur); yani kadınların hakkıyla vazifeleri arasında eşitlik vardır. Bunun terside aynıdır, yani, birine bir hak verilirse karşılığında o hak ölçüsünde vazife de verilmektedir. İşte bu temel kural kadınla erkek arasında ki adaletin kaynağıdır.

İslam kadınla erkeğin eşit olduğu iddiasında değildir, İslam kadın erkek arasında adaletin olduğu iddiasındadır. Zira kadınla erkek arasındaki ruhi, cismi vs. farklılıkların olduğunu kimse inkar edemez. Bu farklılıklar onların vazifelerinin de farklı olmasına neden olmaktadır. Bu adaletin ta kendisindir. Farklılıklarla birlikte eşit vazifelere sahip olsaydılar bu adalete aykırı olurdu. [2]
Yukarıda söylenenler ve başarılı ve mutlu bir ailenin iyi bir idareciye ihtiyacı olduğu göz önüne alındığında ve konuya bağnazlıktan uzak bir şekilde baktığımızda cismi, ruhi, vs. durumlarından dolayı erkeğin aile reisi olması gerekir. [3]

Demek ki İslama göre erkekler bir yönden kadınlardan üstün olsalar da, bu üstünlük ve derece onlara çeşitli görevleri de yüklemiştir. Bu görevler kadınlardan istenmemiştir.

Ne ilginçtir ki, ayetin sonunda “ Allah yüce ve üstündür, hüküm ve hikmet sahibidir ” diye buyrulmaktadır. Bu nurlu sözler ilahi kanun ve tedbirin herkesin toplumda, yaratılış kanununun belirlediği ve bedensel yapısına uygun olan vazifesini yerine getirmesi gerektiğine işarettir. [4]

Sonuç olarak diyoruz ki, bu ayet ve Kur ' an ' ın diğer ayetlerinin üslubuna baktığımızda, kadın ve erkeğin salih amellerinin sevaplarında farklılık olmadığını, [5] ölçünün takva olduğunu, [6] bu yönlerden kadınla erkeğin arasında bir fark olmadığını görüyoruz. 

Bakara 223:Aslında ziraat gibi ekin ekmek demek olup ekin yeri, ekilecek tarla anlamına isim de olur ki burada bu mânâdadır. Bu ifade ile kadının kadınlık organı bir yere, erkeğin spermi tohuma, doğacak çocuk da bitecek ürüne benzetilerek bir istiâre yapılmış ve bununla Allah'ın emrettiği ekin yeri açıklanmıştır ki anlam şu olur:

Kadınlar sizin ekinliğinizdir, siz onlara insan ve Müslüman tohumları ekip ürün olarak nesil, döl yetiştireceksiniz. Öyle ise tarlanıza (tarla anlamı unutulmamak ve ekin yerinden olmak şartıyla) dilediğiniz taraftan, hangi pozisyonda isterseniz gidiniz. Ve bununla birlikte kendiniz için ilerisini gözetip ona göre ihtiyatlı bulununuz, sadece şehvetinizi söndürmekle meşgul olmayıp geleceğiniz için salih ameller ile hazırlık görünüz. Ve Allah'a isyandan sakınınız da eğri yola gitmeyiniz. Ve biliniz ki, siz mutlaka Allah'a kavuşacak, O'nun huzuruna çıkacaksınız. Dolayısıyla yüzünüzü güldürecek şeyler kazanın da rezil olacağınız şeylerden kaçının.

(Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri) 


Nisa sûresinin ilk âyetinin ilk cümlesi üzerindeki tefekkürümüze önemli bir ölçü getirebilir:

"Ey insan! Cenâb-ı Hakkın mâsivâsından hiçbir şeyi, ona taabbüd edecek bir derecede kendinden büyük zannetme. Hem, sen kendini hiçbir şeyden tekebbür edecek derecede büyük tutma. Çünkü mahlukat mâbudiyetten uzaklık noktasında müsâvi oldukları gibi, mahlukiyet nisbetinde de birdirler." (3)

Bu son derece önemli bir başlangıç ilkesidir: Kadın-erkek, bütün insanlar yaratılmıştır; varlıklarını başka bir Kudret Sahibi'ne borçludurlar. Dolayısıyla da, sorumlulukları, görevleri öncelikle ve nihaî olarak, varlıklarını borçlu oldukları Yaratıcı'ya karşıdır. Ve birbirleriyle ilişkileri ancak-Kur'anî ifadeyle-takva prensibi üzerine, yani Onun rızası ve izni çerçevesinde hareket etme bilinci üzerine, kuruludur. Ne erkeğin kadına, ne de kadının erkeğe ontolojik üstünlüğünden bahsetmek mümkün değildir. Ne erkek bizatihî -ibadet edercesine- teslim olunacak, itaat edilecek bir varlıktır, ne de kadın. Erkeğin de kadının da birincil paydası, yaratılış noktasında bir olmaları ve tanrılık iddiasından uzaklık noktasında eşit olmalarıdır. miras meselesinde de "Evet, adalettir. Çünkü, ekseriyet-i mutlaka itibarıyla bir erkek, bir kadın alır, nafakasını taahhüt eder. Bir kadın ise, bir kocaya gider, nafakasını ona yükler, irsiyetteki noksanını telâfi eder."

"Hem merhamettir. Çünkü, o zaife kız, pederinden şefkate ve kardeşinden merhamete çok muhtaçtır. Hükm-ü Kur'ân'a göre o kız, pederinden endişesiz bir şefkat görür. Pederi, ona "benim servetimin yarısını ellerin ve yabanilerin ellerine geçmesine sebep olacak zararlı bir çocuk" nazarıyla endişe edip bakmaz. O şefkate, endişe ve hiddet karışmaz. Hem kardeşinden rekabetsiz, hasetsiz bir merhamet ve himayet görür. Kardeşi, ona "hanedanımızın yarısını bozacak ve malımızın mühim bir kısmını ellerin eline verecek bir rakip" nazarıyla bakmaz; o merhamete ve himayete bir kin, bir iğbirar katmaz."

"Şu halde, o fıtraten nazik, nazenin ve hilkaten zaife ve nahife kız, sûreten az bir şey kaybeder; fakat, ona bedel, akaribin şefkatinden, merhametinden tükenmez bir servet kazanır. Yoksa, rahmet-i Haktan ziyade ona merhamet edeceğiz diye hakkından fazla ona hak vermek, ona merhamet değil, şedit bir zulümdür. Belki, zaman-ı cahiliyette gayret-i vahşiyâneye binaen kızlarını sağ olarak defnetmek gibi gaddarâne bir zulmü andıracak şu zamanın hırs-ı vahşiyânesi, merhametsiz bir şenaate yol açmak ihtimali vardır. Nisa 34 iseErkekler kadınlar üzerine hakimdirler. O sebeble ki Allah onlardan kimini (erkekleri) kiminden (kadınlardan) üstün kılmışdır. (Nisa Suresi, 34)

Ayette geçen ”erricalü kavvamune alennisai” ifadesi, ”erkekler kadınları gözetir” ya da ”erkekler kadınların geçimlerinden sorumludur” manasında çevrilmesi gerekirken, çoğu mealde erkeğin kadın üzerinde otorite/hakim olduğu şeklinde çevrilmiştir.

Meal yazarlarının çoğu bu ayette geçen ”kavvam” kelimesini ”yönetici, hakim” olarak çevirmesine karşın, her ne hikmetse aynı kelimenin geçtiği Nisa Suresi 135 ve Maide Suresi 8. ayette ”adaleti ayakta tutun, adaleti gözetin” olarak çevrilmişlerdir.

Yine aynı ayette ”feddelellahu badehum ala badin” ifadesinin manası ” her birine farklı yetenek ve özellikler verdik”dir. Ancak bir çok mealde her nedense ”Allah bazılarını (erkekleri), bazılarından (kadınlardan) üstün kılmıştır” şeklinde çevrilmiştir.
Ayette ”Allah erkekleri kadınlara üstün kılmıştır” yazsaydı şöyle olması gerekirdi; faddalellahur ricae alen nisai.

Ayette geçen ”badehum” (bazıları) kelimesindeki ”hum” zamirini sadece erkeklere gönderdiğinizde anlam şöyle olur: Allah erkeklerin bazısını bazısına üstün kılmıştır. Bu da ayetin içinde bulunduğu metne uymaz.
Hum zamirini erkek ve kadınlardan oluşan karma bir gruba gönderdiğinizde anlam şöyle olur: Allah erkeklerin ve kadınların bazısını bazısına üstün kılmıştır.

Nisa Suresi 32 ve Rad Suresi 4. ayette aynı kelimeler geçer. Ancak her ne hikmetse burada ”kiminizi kiminize üstün kıldı” olarak çevrilmiştir. Ayetin manası, ”Allah her birine farklı yetenek ve özellikler vermiştir”dir. Cinsiyet ayrımı yoktur. Ayetin doğru çevirisi aşağıdaki şekildedir.

Erkekler kadınları gözetmekle yükümlüdür. Zira Allah, her birine farklı yetenekler ve özellikler vermiştir. Nitekim erkek evin geçiminden sorumludur… (Nisa Suresi, 34) (Edip Yüksel)



Erkek üstünlüğüne delil gösterilen diğer ayet ise yukarıda da değindiğimiz gibi Bakara 228’dir. Ayetin son bölümünü alınıp ilk bölümünü görmezden gelinirse, erkek kadına üstünmüş gibi bir sonuç çıkar. Ancak ayeti bütün olarak okuduğunuzda böyle bir anlamla uzaktan yakından alakası olmadığını görürsünüz. Ayete bakalım;

Boşanmış kadınlar, evlenmeksizin üç ay hali boyunca bekleyeceklerdir. Allah’a ve ahiret gününe inanıyorlarsa, rahimlerinde Allah’ın yarattığını gizlemeleri onlara helâl olmaz. Bu süre zarfında barışmak isterlerse, kocalarının onları almaya öncelikle hakları vardır. Erkeklerin, adalet ölçülerine göre kadınlar üzerinde hakları olduğu gibi, kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır. Kocalar, eşleri üzerinde önceliğe sahiptirler. Allah kudret ve hikmet sahibidir.. (Bakara Suresi, 228)

Ayette boşanan erkek ve kadının durumu anlatılıyor. Boşandıktan sonra kadının üç ay hali beklemesi gerektiği, bu süre içinde hamile olduğu anlaşılırsa, bebeğin babası olan eski eşin, kadınla evlenmek konusunda diğer erkeklere göre önceliği/üstünlüğü olduğu bildirilir.

Allah ayette, ”Erkek olsun, kadın olsun, bir mü’min olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz Biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz.” (Nahl Suresi, 97) der. Erkek ve kadın amel bakımından tam eşittir. ”Allah Katında sizin en üstün olanınız, (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır.” (Hucurat Suresi, 13)

Sonuç olarak erkek kadının hakimi değil, koruyup gözetenidir. Kuran’da hitap ”mümin erkekler ve mümin kadınlara söyle” şeklindedir. Kimse kimseye üstün değildir. Üstünlük sadece takvaya göredir. Bu da Allah Katındadır.



 Bu bilgileri derlerken birden çok bilgi kaynağından yararlanılmıştır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İmanlı Ölmek İçin Okunacak Dua

Üzüntüyü Gideren Dua